Neden Uyuruz?
Uyku, insanlığın varoluşundan bu yana, yaşamımızın devamı için vazgeçilmez unsurlardan biri olduğu gibi; uyuma ile ilgili sorunlar ciddi ruhsal hastalıklara ve bilişsel yeteneklerin bozulmasına neden olmuştur.Einstein gibi bilim adamlarına göre, uyku mağaradan kalma kötü bir alışkanlık olduğu gibi; ünlü düşünür Aristo, birçok kez uykunun bulunmaz bir nimet oluşuna dikkat çekmiştir. Einstein ile Aristonun düşünceleri arasında yüzlerce yıllık bir zaman farkı olmasına karşın, bilim insanları hala uykunun nedenleri ve hayatımız için önemini tartışmaya devam ediyor.
Uykunun nasıl oluştuğu ve aşamaları ile ilgili, ilk olarak Loomis ve arkadaşları bir tez ortaya atmış ve uykunun beş farklı aşamadan oluştuğunu iddia etmişlerdir. Buna göre A, B, C, D ve E fazlarından oluşan uyku, Adan Eye doğru gittikçe derinleşmektedir.
Loomis ve arkadaşlarının ardından, uyku 20. Yüzyılın ortalarında Chicagoda Aserinsky ve Kleitman adlı iki araştırmacı tarafından detaylı olarak gözlenmiştir. Uykunun nasıl oluştuğunu ve evrelerini belirlemeyi hedefleyen araştırmada, hem araştırmacılar hem de aileleri denek olarak kullanılmıştır. Yapılan gözlemler sonucunda, hızlı göz küresi hareketi saptanmış ve Loomis ile arkadaşlarının 5 faz tezine özel bir uyku evresi daha eklenmiştir.
Uykunun Evreleri
Sakin Uyanıklık: Bu evre uykuya geçiş aşamasıdır ve bu fazda kişi etrafta olup bitenlerin -maksimum düzeyde olmasa da- farkındadır. Bilinç henüz tamamen kapanmadığı gibi, kaslar bu evrede gevşemeye başlar.
Non-REM Uykusu: Bu faz yavaş uyku olarak adlandırılır ve yüzeysel ile derin olmak üzere iki döneme ayrılır. Toplamda 4 evreden oluşan Non-REM evresi, uykunun temel fazlarını oluşturur. 1. ve 2. dönem Yüzeysel yavaş uyku olarak adlandırılırken, Non-REM evresindeki 3. ve 4. Faz derin yavaş uyku olarak adlandırılır.
Toplamda 5 evreden oluşan uyku hali içerisinde, her bir faz önemli olduğu gibi, bu fazlardan herhangi birinin verimsiz geçmesi durumunda, uyku kalitesi düşer. Bunun yanı sıra örneğin 5.fazda uyanan bir kişi, yeniden uyumak istediğinde, aradan geçen süreye bağlı olmakla birlikte, Sakin Uyanıklık ya da Non-REM uykusu evrelerinden başlayacaktır.
Günde 8 saat uyuduğumuzu düşünürsek, ömrümüzün üçte birini uyuyarak geçirdiğimizi görürüz. Bu da, ortalama bir insan ömrü olan 72 yıl içerisinde toplamda 24 yıl uyuduğumuzu gösterir. Buna 5 yaşına kadar olan çocukluk dönemindeki uzun uyku saatlerini ve yaşlılıkta uykuya daha çok ihtiyaç duyduğumuzu da eklersek, ortalama ömrümüzün yaklaşık 40 saatini uyanık olarak geçiririz. Bu süre ilk bakışta oldukça fazla görülmekle birlikte, doktorların tavsiye ettiği uyku saati 4-11 arasında değişmektedir. Sağlıklı bir insanın günde en az 4 saat uyuması şart olduğu gibi, uyku süresi; yaş, çalışma koşulları, sağlık durumu, aktivite sıklığı gibi etkenlere dayalı olarak değişiklik gösterebilmektedir.
Yaşınıza Göre İdeal Uyku Saati Belirleyin
Yapılan araştırmalara göre, uyku saatinin belirli bir dönem (1 haftayı geçmemek üzere) kısaltılması, kişilerde önemli bir performans eksikliğine neden olmakla birlikte, hafıza bozuklukları gibi şikayetlere de yol açmıştır. Genç denekler üzerinde yapılan bu araştırma sonucuna göre, uyku süresi standardize edilmediği sürece, yorgunluk ve dikkat bozukluğu gibi sorunlara yol açabilmektedir. Ancak bu süre 2 saate kadar olan kısaltmalar için geçerli değildir. Ancak uyku süresinde bir anda yapılan 2 saatten fazla azaltmalar, ciddi performans bozukluklarına yol açabilmektedir. Sağlıklı ve genç bir insan için 4 saatlik bir uyku yeterli gelebileceği gibi, günde 8 saat uyuyan bir sağlıklı yetişkin için bu sürenin her ay birer saat aralıklar ile kısaltılması sonucunda 4 ay sonunda 4 saatlik uyku yeterlilik arz eder düzeye gelecektir.
0 yorum:
Yorum Gönder